colloidal gold

Antioksidan ve anti-enflamatuar özellikleriyle bilinen çalışmalar, kolloidal altının cildin daha derinlerine nüfuz edebileceğini ve diğer aktif bileşenler için bir taşıyıcı görevi görebileceğini göstermiştir. Bu da cilt bakım ürünlerinin etkinliğini artırmaya yardımcı olur. Yatıştırıcı ve gençleştirici özellikleri nedeniyle kolloidal altın, başta hassas ciltler olmak üzere tüm cilt tipleri için ideal bir bileşendir. Tıbbi çalışmalar altın nanopartiküllerinin kanser tedavisinde kullanılabileceğini ve yaraların iyileşme sürecini hızlandırdığını göstermiştir.

Yara iyileşme süreci epidermal büyüme faktörü (EGF), fibroblast büyüme faktörü (FGF) ve dönüştürücü büyüme faktörü (TGF) gibi çeşitli büyüme faktörlerini içerir. Bu büyüme faktörleri, cildin yenilenmesi ve hasarlı hücrelerin onarılması sürecinde önemli bir rol oynar. Sağlıklı cilt yenilenmesi genç bir cildin anahtarıdır.

Kolloidal altın serbest radikalleri nötralize eder ve cildin çevresel saldırganlara karşı savunmasını güçlendirir. Serbest radikaller, oksijenle reaksiyona giren ve vücudumuzda reaktif oksijen türlerinin oluşmasına neden olan zararlı serbest moleküllerdir. Reaktif oksijen türleri oksidatif strese ve çeşitli cilt bileşenleri ve DNA hasarı da dahil olmak üzere vücudumuzdaki hücrelerde hasara neden olabilir. Bu hasar cildin yaşlanma sürecini hızlandırır ve cilt kanseri riskini artırır.

Kolloidal altın cilt bakım ürünleri yaşlanma belirtilerini yavaşlatmaya yardımcı olabilir. Parçacıkların nano boyutu nedeniyle, kolloidal altın cildin derinliklerine nüfuz eder. Cildi içten dışa doğru korur ve gençleştirir. Bu kırışıklık karşıtı nemlendirici cildi besler, güçlendirir ve yaşlanmanın tüm faktörlerine karşı korur. Cildin yenilenmesini hızlandırır ve kırışıklıkların, ince çizgilerin ve diğer yaşlanma belirtilerinin görünümünü en aza indirir.

Kronik enflamasyon, erken cilt hasarına ve kansere katkıda bulunan ana faktörlerden biridir. UV radyasyonuna maruz kalmanın, cilt artık UV ışınlarına maruz kalmadıktan sonra bile devam eden cilt iltihabına neden olduğu bilinmektedir. Kolloidal altının anti-enflamatuar etkileri, özellikle hassas ve yaşlanan ciltler olmak üzere tüm cilt tipleri için faydalı olabilir.

Nanotıp alanında yapılan çeşitli çalışmalar, kolloidal altının yara iyileşme sürecinde önemli bir potansiyel rolü olduğunu göstermiştir. Kolloidal altın, hasarlı hücrelere besin ve oksijen sağlayarak cildin iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olur. Kolloidal altının cildin hücresel yenilenme mekanizmasını aktive etme kabiliyeti kırışıklıklar, çizgiler, cilt sarkması ve elastikiyet kaybı gibi yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca cildin bariyer fonksiyonunu güçlendirir ve cildi tahriş edici maddelerden ve alerjenlerden korur.